Hamilelik; bebeğin rahime yerleşmesiyle başlayarak dünyaya gelene kadar süreci kapsayan dönemdir. 36-42 hafta arasında süren bu dönemde kadınlarda fizyolojik, psikolojik ve biyolojik değişikliklerin meydana gelmesi normal bir durumdur.
Hamilelik Nasıl Oluşur?
Erkekten gelen sperm hücresinin kadındaki yumurta hücresiyle birleşmesi sonucunda embriyo oluşur. Eğer hücre rahime tutunabilirse embriyo gelişmeye başlar. Ancak tutunamazsa rahim duvarından ayrılarak canlılığı sonlanır. Sperm hücresi yumurtalıklarda 72 saate kadar canlı kalabilir. Bu da birleşmeden sonraki üç gün içerisinde gebelik oluşabileceği anlamına gelir. Hücrenin tutunmasıyla başlayan süreçteki ilk 8 haftaya embriyo denir. 8 haftadan sonraki süreçte ise fetüs adını alır.
Hamilelikteki Süreçler
Hamilelik sürecinde üç trimester bulunur. Bu dönemler 1.-12. Hafta arası (1. Trimester), 13.-26. hafta (2. Trimester) ve 27.-40. hafta (3. Trimester) olarak ayrılır.
İlk haftalarda kimi kadın gebeliği erken fark ederken kimisi son haftalarda (6.- 8. gibi) fark edebilir. Adet düzensizliği ile birlikte şiddetli mide bulantısı, kusma, koku hassasiyeti, göğüslerde hassasiyet, bel ağrısı, duygu durum değişiklikleri, sık idrara çıkma ve yorgunluk meydana gelebilir. Hamilelik döneminde kadındaki progesteron ve HCG hormonunu artması duygu değişikliklerinin temel sebeplerinden birisidir. İlk trimesterda embriyo hızla gelişmeye başlar ve organları oluşur. Beyin kalp gibi hayati organları oluşur ve kalp atımları başlar. Hamilelik boyunca alkol sigara gibi zararlı maddelerden uzak durulması ve takibin düzenli olarak yapılması bu süreç için oldukça önemlidir. Doktor kontrolünde vitaminleri alınması ilk trimesterda embriyonun gelişiminde büyük rol oynamaktadır. Bu dönem genelde annenin kabullenme dönemi olarak bilinir. En sık mide bulantılarının yaşandığı süreçlerden biri olarak kabul edilir.
İkinci trimester döneminde bebek ultrasonlarda daha net görülmeye ve anne karnında hareketleri daha kolay hissedilmeye başlar. Annedeki fiziksel değişiklikler bu dönemde gözle fark edilebilir boyuta ulaşır ve karnı büyümeye başlar. Sırt ve bel ağrıları da karnın büyümesiyle birlikte artar. Bu dönem içerisinde bebeğin cinsiyeti belli olur. Anne egzersiz ve beslenme şeklinde doktor tavsiyesiyle devam etmelidir. Kendini ve bebeğini zorlayacak hareketler yapmaktan kaçınmalıdır. Uyku pozisyonlarına da dikkat etmesi gerekebilir. Kadınlar için en keyif verici ve hamileliği kabullendikleri dönem bu trimester dönemine aittir.
Son dönem olarak bildiğimiz üçüncü trimesterda bebek büyümeye ve kilo almaya devam ettiği için anne karnı daha fazla büyür. Bel ve sırt ağrıları zaman zaman dayanılmaz boyuta gelebilir. Gece uykularında güçlük çekilirken idrara çıkma sıklığı oldukça artar. Anne için son dönem bir an önce sonlanması istenen dönemlerden biri olarak kabul edilebilir. Çünkü anne fiziksel olarak değişiklik yaşadığı kadar psikolojik değişikliklerde yaşamıştır. Bebek için gerekli hazırlıklar yapılmış ve heyecan içerisinde kavuşma anı beklenmektedir.
Hamilelik Sürecinde Dikkat Edilmesi Gerekenler
Gebelik süresi boyunca doktor kontrolleri çok önemlidir. Doğru teşhisin zamanında koyulabilmesi ya da acil bir durumda müdahale edilebilmesi için kontroller aksatılmamalıdır. Kan tahlilleri ve gerekli tarama testlerinin uygun zamanda yapılması en doğru sonucu verecektir.
Bunun dışında annenin hamilelik dönemi boyunca beslenmesine dikkat etmesi hem kendisi hem de bebeği için çok önemlidir. Bebeğin sağlıklı besinlerden beslenmesi doğru kilo alımını sağlayarak bebeğin gelişimini destekler. Fakat bazı bitki çayları ve besinler anne sağlığını olumsuz etkilemektedir. O yüzden tüketmeden önce doktorunuza danışmanız gerekir. Aynı zamanda anne bu süreçte içtiği su ve aldığı vitaminleri atlamamalıdır. Doktor kontrolünde hafif egzersizler yapılabilir. Özellikle yürüyüş son dönemler için fazlasıyla tercih edilir. Hem anne sağlığı için yararlıdır hem de doğum sürecinde kolaylık sağlamaktadır.
Doğum Süreci
Doğum sürecinde sizlere en çok yardımcı olacak durum stresinizi minimum seviyede tutarak bebeğinize kavuşacağınız için yaşayacağınız mutluluğu düşünmektir. Doğum şeklinize sizin ve bebeğinizin sağlığı göz önünde bulundurularak karar verilmektedir. O yüzden normal ya da sezaryen doğum için en doğru kararı doktorunuzun vereceğini unutmayınız. Bebeğiniz doğduktan sonra hamilelik süreciniz sona erer ve vücudunuz tekrardan kendini eski haline çevirmek için çalışmaya başlar. Ancak bunun kısa bir zamanda olmayacağını ve 2 yıl kadar zaman alabileceğini bilmeniz gerekir.
Doğum suyunuzun gelmesiyle başlar. Sürecin ilerleyişine bağlı olarak bekleyerek normal doğumda yapabilirsiniz. Ancak doktorunuzun riskli bir durum görmesi ya da sağlık ve vücut yapınızın buna uygun olmaması durumda sezaryen doğumda tercih edilebilir. Sancılarınızın başlaması bu süreç için önemlidir ancak sıklığı ve şiddeti doğumu başlatan belirtilerden biridir. Eğer sancılarınızın sıklığı 3 dakikada bir gerçekleşiyorsa bebeğinize kavuşmaya oldukça az kalmış demektir. Doğumunuz başladıktan sonra bebek çıkartılarak kordonu kesilir. Daha sonra doktor tarafından kontrol edilir ve sağlıklıysa anneyle ilk ten tene teması gerçekleştirilir. Bu adım hem anne hem bebek için çok büyük öneme sahiptir. Plesantanın karından ayrılması sonrasında doğum süreci sona ermiş olur.
Lohusalık Nedir?
Lohusalık bazı kişiler tarafından doğum sonrası depresyonu olarak da bilinir. Bu süreç ilk 6 haftayı kapsamaktadır. Bu süreç içerisinde annenin vücudunda değişiklikler olmaya başlarken, rahim eski haline dönmeye çalışır. Ancak emzirme süreci de buna dahil olduğu için hormon seviyelerinde değişiklikler yaşanması normal kabul edilir.
Bu dönem içerisinde kadınlar bebeklerini kabullenme ve alışma süreci içerisindedirler. Kimi anne kendini çok yetersiz hissederken kimisi ise doğru annelik yapamadığını düşünür. Bu süreçte babanın anneye desteği önemli rol oynar. Kadının bu 6 haftalık süreçte psikolojik ve fiziksel destek alması da önemlidir. Bu dönemden sonra anne bebeğini kabullenmiş onun için elinden geldiğinin en iyisi yaptığını farkına varacaktır. Lohusalık döneminde beslenme düzenine dikkat edilmesi gerektiği unutulmamalıdır. Çünkü anne emzirmeye devam ettiği için kendi vücuduna aldığı her besin bebeğe de geçmektedir.
İlgili Haberler